Japon Balıkçı
Esmeralda Gönderdi:
Geminiz okyanusun ortasında parçalanıp siz de küçük yelkeni olan bir filikayla hayatta kalma savaşına girdiğiniz zaman, ilk derdiniz yaşam suyudur.
Balık yakalar, yemeden önce sıkıp, ezip suyunu çıkarır, içersiniz…
Filikanın zeminine sünger, eğer sünger yoksa tişörtünüzü serer, gece boyunca üşümeyi göze alarak orada serili bırakır, sabah çiğini ve gecenin nemini emdiği kadarıyla, sabah ilk iş, onu da sıkıp suyunu içersiniz…
Yelkenliyle sürüklenip giderken, yelken bezindeki yağmur suyunu yakalarsınız…
AMA, EĞER YELKEN BEZİ KİRLİ, FİLİKANIZIN DÖŞEMESİ TUZLA KAPLIYSA, KURTARDIĞINIZ SUYUN MİKTARI NE OLURSA OLSUN BİR İŞE YARAMAZ…
Döşemeyi, yelkeni, süngeri ve tişörtü hep hazır, temiz tutmanız gerekir…
Dev pistonlu gemileriniz olmayabilir… Hayatınız filikanıza bağlı olabilir… OLSUN!!! Yelkeninizin tuzla kaplanmasına izin vermeyin siz… Yağmura, kurtuluşunuza yoğunlaşın!!!
Suyu buldunuzsa, denizde başınıza gelen bu felakete rağmen hayatta kalmanın yollarını vahşice düşünün…
Karnınızı doyurmak için ne yapardınız?
Bulabildiğiniz bir metalden olta kancaları yapar, giysilerinizi yırtıp misina haline getirir, ucuna da balık parçaları ya da teknenizde bir ölen varsa onun etinin parçalarını takardınız elbet…
Ya parçasını takabileceğiniz bir balık yakalayamamışsanız? Ya ölen olmamışsa o teknede? Ya tek başınaysanız?
OLTANIN UCUNA NE TAKARDINIZ?
Bir çakı bulur ve kendi etinizi doğrayıp…
Çakı da yoksa eğer, dişlerinizle ısırıp kopardığınız bir parça et… Çok acıyabilir; bayılmayacaksınız… Kendinden geçme hakkınız yok… Bir daha uyanamayabilirsiniz… Bilincinizi yitirmeyeceksiniz…
Panik en kötü şey…
Suyu temin ediyor, açlık sınırına gelince bir parça daha etinizi koparıp oltanın ucuna takıyor ve balık da yakalıyor olsanız, paniğe kapıldığınız zaman gene yaşama şansınız yok…
Paniğe kapıldığınız zaman yaşamsal olasılıkları göremezsiniz…
Bunu, derin bir yalnızlık ve korkunç bir çaresizlik duygusu izler…
PES EDERSİNİZ…
Bir Japon, teknesiyle dört gün sürüklenince paniğe kapılmış ve yelken direğine asmıştı kendini… Onu, ölümünden 20 dakika sonra direkte sallanırken buldular…
Oysa bir başka denizci, 116 gün sürüklendikten sonra kurtarılmıştı…
Ayakta ve bilinçli olun; yaşama sımsıkı sarılın; yaşam kalitenizi elinizden geldiğince yüksek tutun; kurtuluşun ne zaman geleceğini bilemezsiniz…
ASLA PES ETMEYİN!!! Ümit etmek bir şeydir; iyidir, ama unutmayın, hayatta kalabilmek için yarın olabilecek iyi şeylere değil, bugün “kendi” yapabileceğiniz gerçek şeylere sarılmak zorundasınız…
Yarını umar, ama bugünü yaşarsınız… BUGÜN… ŞU AN…SADECE VE HEP:
ŞU AN…
Geminiz okyanusun ortasında parçalanıp siz de küçük yelkeni olan bir filikayla hayatta kalma savaşına girdiğiniz zaman, ilk derdiniz yaşam suyudur.
Balık yakalar, yemeden önce sıkıp, ezip suyunu çıkarır, içersiniz…
Filikanın zeminine sünger, eğer sünger yoksa tişörtünüzü serer, gece boyunca üşümeyi göze alarak orada serili bırakır, sabah çiğini ve gecenin nemini emdiği kadarıyla, sabah ilk iş, onu da sıkıp suyunu içersiniz…
Yelkenliyle sürüklenip giderken, yelken bezindeki yağmur suyunu yakalarsınız…
AMA, EĞER YELKEN BEZİ KİRLİ, FİLİKANIZIN DÖŞEMESİ TUZLA KAPLIYSA, KURTARDIĞINIZ SUYUN MİKTARI NE OLURSA OLSUN BİR İŞE YARAMAZ…
Döşemeyi, yelkeni, süngeri ve tişörtü hep hazır, temiz tutmanız gerekir…
Dev pistonlu gemileriniz olmayabilir… Hayatınız filikanıza bağlı olabilir… OLSUN!!! Yelkeninizin tuzla kaplanmasına izin vermeyin siz… Yağmura, kurtuluşunuza yoğunlaşın!!!
Suyu buldunuzsa, denizde başınıza gelen bu felakete rağmen hayatta kalmanın yollarını vahşice düşünün…
Karnınızı doyurmak için ne yapardınız?
Bulabildiğiniz bir metalden olta kancaları yapar, giysilerinizi yırtıp misina haline getirir, ucuna da balık parçaları ya da teknenizde bir ölen varsa onun etinin parçalarını takardınız elbet…
Ya parçasını takabileceğiniz bir balık yakalayamamışsanız? Ya ölen olmamışsa o teknede? Ya tek başınaysanız?
OLTANIN UCUNA NE TAKARDINIZ?
Bir çakı bulur ve kendi etinizi doğrayıp…
Çakı da yoksa eğer, dişlerinizle ısırıp kopardığınız bir parça et… Çok acıyabilir; bayılmayacaksınız… Kendinden geçme hakkınız yok… Bir daha uyanamayabilirsiniz… Bilincinizi yitirmeyeceksiniz…
Panik en kötü şey…
Suyu temin ediyor, açlık sınırına gelince bir parça daha etinizi koparıp oltanın ucuna takıyor ve balık da yakalıyor olsanız, paniğe kapıldığınız zaman gene yaşama şansınız yok…
Paniğe kapıldığınız zaman yaşamsal olasılıkları göremezsiniz…
Bunu, derin bir yalnızlık ve korkunç bir çaresizlik duygusu izler…
PES EDERSİNİZ…
Bir Japon, teknesiyle dört gün sürüklenince paniğe kapılmış ve yelken direğine asmıştı kendini… Onu, ölümünden 20 dakika sonra direkte sallanırken buldular…
Oysa bir başka denizci, 116 gün sürüklendikten sonra kurtarılmıştı…
Ayakta ve bilinçli olun; yaşama sımsıkı sarılın; yaşam kalitenizi elinizden geldiğince yüksek tutun; kurtuluşun ne zaman geleceğini bilemezsiniz…
ASLA PES ETMEYİN!!! Ümit etmek bir şeydir; iyidir, ama unutmayın, hayatta kalabilmek için yarın olabilecek iyi şeylere değil, bugün “kendi” yapabileceğiniz gerçek şeylere sarılmak zorundasınız…
Yarını umar, ama bugünü yaşarsınız… BUGÜN… ŞU AN…SADECE VE HEP:
ŞU AN…
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home